Alanya Hakkında

Güneşin, ışığın, denizin şehri, tatilin, dinlenmenin, huzurun şehri, eğlencenin, sporun şehri Alanya. Bu saydığımız tüm nitelikler Alanya ile örtüşüyor. Alanya'yı bir kez ziyaret etmiş kime sorarsanız bunlardan birkaçını size sayacak ve Alanya ile tekrar buluşacağı günü iple çektiğini söyleyecektir.

Alanya, Türkiye'nin güney sahillerinde, kendini Toros dağlarına yaslamış, dünyanın en iyi bilinen turizm destinasyonlarından birisi. Büyük bir şehir değil Alanya. Antalya'nın bir ilçesi. Alanya'nın kış aylarında nüfusu düşse de, tatil sezonu geldiğinde dünyanın tüm ülkelerinden konukları ağırlar. Alanya aynı zamanda bir spor ve kültür şehri. Spor ile biraz haşır neşir olanların anımsayacakları uluslararası duydukları triatlon, uluslararası yüzme maratonu, bisiklet turnuvaları, uluslararası plaj voleybolu turnuvası gibi aktivitelere yılın çeşitli zamanlarında Alanya ev sahipliği yapıyor. Ayrıca gelenlerin çok farklı lezzetler buldukları turizm şenliği, caz günleri vb. etkinlikler de farklı beğenilere hitap ediyor.
Batı Toros Dağlarının eteklerinde kurulan Alanya 4 mevsim bir sayfiye yeri görünümündedir. Güneşin yılın uzun bir süresinde göründüğü Alanya'da kendinizi 365 gün boyunca tatilde hissederek yaşarsınız. Kenti Antalya'ya bağlayan D400 karayolunun dışında denize paralel iki geniş yol kenti böler ve iş yerleri, alışveriş merkezleri, bankalar, eğlence yerleri genellikle bu yoların etrafında kümelenmiştir. Alanya'da yaşıyorsanız, ulaşım problemi kavramını bilmezsiniz. Çünkü gideceğiniz her yere kent içinde yürüyerek gidebilirsiniz. Biraz uzak bir mesafeye gitmek istediğinizde Türkiye'ye özgü Dolmuş olarak isimlendirilen küçük otobüslerle çok uygun ücretlere seyahat edebilir, bu taşıtlara istediğiniz yerde binip inebilirsiniz. Alışverişe çıkmak istediğinizde ise sayısız seçenek sizi bekler Alanya'da. Büyük alışveriş merkezlerinden Cuma Pazarı çevresinde turistik eşya satan dükkanlara, uluslararası süpermarket zincirlerinden yaşadığınız evin sokağındaki küçük bakkala kadar tüm ihtiyaçlarınızı hızlıca karşılayabilirsiniz. Meyve ve sebze ihtiyaçlarınızı ise hemen her mahallede kurulan semt pazarlarından alabilirisiniz. Bu pazarları ilk ziyaret ettiğinizde meyve ve sebzelerin renkleri, kokuları ve çeşitliliği adeta başınızı döndürür. Alanya'nın aynı zamanda bir tarım ilçesi olmasından dolayı, pek fazla para harcamadan bir çok çeşidi almış olarak ayrılırsınız pazardan. Akdeniz'in sularında kulaç atıp balıklarla birlikte yüzmek istediğinizde, 70 km'lik sahil şeridinin hemen her yerinden kendinizi mavi sulara bırakabilirsiniz. Dilerseniz duş, kafe, restoran gibi tesisleri olan şehir içi plajlarından da ücretsiz faydalanabilirsiniz.

Yapılan arkeolojik kazılarda, Alanya'da ilk iskânın Üst Paloelitik (M.Ö. 20.000 - 17.000 ) döneme kadar uzandığını gösteriyor. Alanya'nın ilk kez ne zaman ve kimler tarafından kurulduğuna dair kesin bilgiler olmasa da, kentin bilinen en eski adı Korakesium'dur. Antik çağlarda kent Pamfilya ve Klikya arasında kaldığı için dönem dönem her iki isimle de anılmıştır. 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet zamanında ise Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine dahil edilmiş, 1571 yılında Kıbrıs eyaletine bağlanmış, 1864 yılında Konya vilayetinin sancağı haline gelmiştir. 1868 yılında Antalya'ya bağlanan kent, 1871 yılında Antalya'nın ilçesi olmuştur. Kentin bugün kullanılan 'Alanya' ismi, kenti 1935 yılında ziyaret eden Atatürk tarafından verilmiştir.
Tüm hakları saklıdır. Coptright © 2014 | ÖZTAT KEBAP info@oztatkebap.com Tasarım Fark Bilişim